Sayfalar

Selanik Gezi

Selanik Gezi


Şehir Turu
Planımız yağmurun etkisinden korunmak için grupla standart şehir turuna katılıp otele vardıktan sonra bireysel organiazsonumuza dalmak.
Bu doğrultuda  şehre tepeden bakmak üzere istikamet Selanik Kalesi. Kaleyi fotoğraflamaktansa orijinal adı Ano Poli olan bu eski yerleşim bölgesinin sokaklarında kaybolmayı tercih ediyoruz. Ardından Atamız’ın Evi’ne geliyor sıra. Tüm grup eksiksiz ziyaret ediyoruz elbette. Geçirdiği son restorasyondan sonra modern müzecilik anlayışı ile “ev” yapısından uzaklaştırılmış olsa da Mustafa Kemal Atatürk bu odada doğmuştur yazısı ve bahçedeki o nar ağacı bile duygulanmak için kafi.. Bir sonraki durak Aya Dimitrios Kilisesi. Diğerleri ne yaptı bilemiyorum ama biz burada verilen süreyi oturup kısa bir süre de olsa ayini izlemek ve sonra kilisenin altında bulunan hamamı görmek için harcadık. Civar sokaklarda hızlı bir tur da attık ama henüz çok erken olduğundan ilgimizi çekecek hiç bir şeye rastlamadık..
Aslında şehir turunun bu noktada bittiğini söyleyebilirim çünkü, buradan direkt kordon boyunun sonundaki Beyaz Kule‘ye gidip 3 saatlik serbest zaman için dağıldık.. Sonrası otel zaten..  Akşam turun düzenlediği ekstra taverna gecesine katılacak olanlar sanırım şehir turunu yeme içme ve alışverişi bu 3 saate sığdırmaya çalışıp sonrasında otele kapandılar. Oysa bizim gezimiz şu anda başlıyor..
Cadde, sokak, köşe, bucak
Elbette gitmeden önce en çok duyduğum, okuduğum cümle “Tıpkı İzmir!” oldu. Coğrafi yapı olarak benzerliklerine şehir planlamalarının aynı mimar tarafından yapılmış olması da eklenince bu yorum belki haklı olabilir ama -ilginçtir- bana İzmir’i hiç düşündürmedi bu şehir!. Biraz Üsküp, çokça Marsilya canlandı benim kafamda.. Bahsettiğim direkt benzerlikler değil, şehrin ritmi, insanları yaşamı ile bu çağrışımı yaptı bende.. Pek sevdiğim iki şehir.. Demek ki Selanik’le de aramız iyi olacak!..
aristotelous_meydani_selanik_notlari
Aristotelous Meydanı Yeni başlayanlar için Selanik’in giriş kapısı diyebiliriz. Geniş ve upuzun bir meydan. Egnatia caddesinden deniz kıyısına kadar uzanan meydanın palmiyeleri, beyaz binaları ve canlılığı ilk Marsilya fikrini canlandırdı galiba kafamda..
Egnatia, Ermou, Tsimiki, Mitropoleos Birbirine pararlel bu caddeler yine alışveriş, canlı şehir hayatı, atıştırma mekanları ile volta atılacaklar listesinde. Üzerinde hamam, cami ve parkların bulunduğu Egnatia Caddesi‘nde yürüyüp hem bu eserleri görmek hem de biraz ara sokaklarına da ilgi göstererek dikkate değer graffitiler bulmak mümkün. Tsimiki ise Selanik’te alışveriş denince adı ilk söylenen hareketli cadde. Öyle çok büyük markalar, büyük beklentiler içinde değilseniz bildik zincir mağazaların çoğu yan yana sıralanmış alışverişseveri bekler. Bir altındaki Mitropoleos‘ta da benzer hava devam ediyor. Bir üstündeki Ermou‘da da yine dükkanlar, dükkanlar ve de yemek var..
Vlali, Kapani, Modiano Az önce bahsi geçen paralel caddelerde yürüken dikine kesen sokaklarda Eminönü, Mısır Çarşısı ve Kadıköy çarşı, balık pazarı havasında Vlali çıkıyor karşınıza. Egnatia arkasında ‘da Kapani, Modiano.. Tezgahları ile canlı pazar yerleri, tavernalar, börekçiler, peynirciler, zeytincilerle hareketli çarşı içini görünce dalıp oralarda da dolanıp biraz kurcalamak lazım..
Rotunda Hem tapınak, hem kilise hem de cami olarak yüzyıllarca ayakta kalmayı başarmış tarihi yapının içinde bir tur attıktan sonra sokak sanatları meraklılarının civar sokaklarda gezinmesi şart. Çünkü her sokakta rengarenk sürprizler var. Ben Selanik’te çok graffiti buldum, mutluyum. Siz de kendinizinkileri bulun!..
selanik_seyahat_notlari_rotunda_fly_away
Bu bölge ile Ano Poli arasındaki sokaklarda daha çok yerleşim yerleri, sayfiyeyi andıran balkonlu evler ve yine fotoğraflar, fotoğraflar var..
Laladika Bölgesi Ben buraya Ortaköy adını uygun gördüm. Yan yana sıralanmış sayısız mekanla eğlencesi bol hareketli bölgenin asıl olayı akşam olsa da gündüz sokaklarında dolanmak da yine renkli fotoğraflar için olmazsa olmaz..
Pavlou Mela Şehrin en sevdiğim sokağı kesinlikle bu. Akşamüstü hareketli havasına, dükkanlarına, kafelerine, onları dolduran kalabalıklarına ba-yıl-dım!.. Aya Sofya’dan Beyaz Kule’ye kadar uzanan bu diyagonal sokak boydan boya yürünüp keşfedilmeli..
Kordon Boyu Nikis Fenere sırtını dönüp Beyaz Kule’ye doğru yürümeye başlandı mı, sağım mavi deniz, solum keyifli kafeler diyerek yürünecek nefis kordon boyu turu aman ha, Beyaz Kule’de bitirilmesin. Gerekirse kafelerde uzun molalar verip dinlenilsin ama en azından çelik şemsiyelerden yapılan anıta kadar kıyı boyu devam etsin. Ünlü Yunan heykeltraş Giorgos Zogolopulos‘un kıyıya yaptığı ‘Umbrellas‘ eseri görmeye ve fotoğraflamaya değer.